Van Bölgesi Öğretmen Çalıştayı

✓ Kitap okumayı gereksiz gören bir eğitici kadrosu ile karşı karşıyayız.✓ Boş zamanlarınızda ne yaparsınız? Sorusuna verilen ‘Kitap okurum.’ cevabına rağmen Ülkemizde kitap ihtiyaç listemizde yer almamaktadır.

✓ Birbirlerine tahammül etmeyen öğrenciler yetiştirdiğimiz sürece eğitim sistemi sürekli değişecektir.
✓ İnsanlık yapay zeka ve devam eden teknolojik gelişmelerden dolayı 20-30 yıl sonra nasıl bir psikolojik sıkıntıyla karşılaşacağını tahmin edemiyor.
✓ Bu teknolojik sistemde kanaatkar, değer sahibi insanlara yer yoktur.                                           
✓ Geleceğimiz olan öğrencilerimiz mahvolurken ek ders kaygısı taşıyan öğretmenlerin varlığı eğitim durumumuzu ortaya koymaktadır.
✓ Çocukları kendi hallerine bıraksak öğrenme kendiliğinden gerçekleşecektir. Ancak bizim öğrencileri mutlu olmalarını sağlayacak bir eğitim süreci oluşturmalıyız.
✓ Eğitim sistemimiz Öğretmenleri bir ideale inandırmalıdır.
✓ Eğitimin acilen siyasi politikalardan arındırılmış bir şekilde bağımsızlaştırılmalıdır.           
✓ Bilgi bilinç, marifet ve hakikat zemininde yol almalıdır.

Anadolu Platformu’nun 8.’sini gerçekleştirdiği öğretmen çalıştayında alanında uzman eğitimcilerin sunumlarının  ardından sonuç bildirgesi okundu. Sonuç bildirgesinde ele alınan maddeler;
✓ Eğitime bakış açımız öğrencilerimizin hayallerini sınırlandırmamalıdır.
✓ Yaramaz öğrenci vardır ama işe yaramaz öğrenci yoktur.
✓ Eğitim felsefemiz ‘neyi öğretelim değil’ ‘nasıl öğretelim’ olmalı.
✓ 90’lı yıllarda adanmış öğretmenlerin hayalleri vardı, günümüzde ise atanmış ya da atanamamış öğretmenler vardır. Bu nesil bunu hak etmiyor.
✓ Eğitim çok fazla değişmesi gereken bir alan değildir, eğitimin bir geleneğinin var olması gerekir.
✓ 2023 Eğitim Vizyonu kapağında ‘Mutlu Çocuk Güçlü Türkiye’ vurgusu eğitimde ihtiyaç duyulan bakış açısını ortaya koymaktadır.
✓ Değerler insanı insan yapan ana mekanizmadır. Değerler söylemler ile değil rol modellerle (örnek davranışlarla) kazandırılır.
✓ Eğitimin 4 temel unsuru olan Öğrenci, Öğretmen, Okul ve Program kavramlarının her birinde bir zihniyette değişimi meydana gelmiş durumda. Oysa eğitim zihniyette değil içerikte olması gerekir.
✓ Eğitimin içeriğini değiştirdiğimizde hayatı değiştirebiliriz.
✓ Akademik başarı bir sonuçtur, amaç değil.
✓ Bugünün başarılı insanları dünün mutlu çocuklarıydılar.
✓ Mutlu çocukların daha başarılı olduğu unutulmamalıdır.
✓ Sorunların doğru tespiti çözümü kolaylaştıracaktır.
✓ En gelişmiş eğitim müfredatı ufuk vermeyen yöneticilerin elinde değersizleşir.
✓ İdeallerinden vazgeçen öğretmen sürekli şikayet eden bir kişi olmaya başlar.
✓ Her öğretmenin ilgilendiği, yetiştirmeye çalıştığı bir öğrenci grubu olmalıdır.

✓ Eğitimi kendisine dert edinmiş öğretmenlere ihtiyaç vardır.✓ Biz hayatın her alanında öğretmen olarak bulunuyoruz ve bu şekilde bulunmalıyız.

 

İdeal Eğitim Sacayakları

 Anadolu Eğitim ve Davet Gönüllüleri Platformu Gökkuşağı Derneği Öğretmen Komisyonunun 7. sini Düzenlediği Bölge Çalıştayı 03.03.2018 tarihinde Van Şişli Öğretmenevi’nde Gerçekleştirildi.  Vefa ÖZTÜRK’ün sunuculuğunu yaptığı program Adem SARI ‘nın yapmış olduğu Kur’an-ı Kerim  tilaveti ve mealiyle başladı.

 Selamlama konuşmalarının ardından “Tarihsel mirasımız ve kültürel kodlar ışığında eğitim”, “Sabır irade ve merhamet eğitimi”, “Yerel eğitimin gerekliliği” ve  “Sosyal medya ve gençlik” konularının ele alındığı panel Fırat KIRANŞAL’ın moderatörlüğünde başladı. Panel sonrası verilen kısa bir aranın ardından Van il Milli Eğitim Şube Müdürü Burhan ŞAHİN’ in yönettiği  “Bölgedeki eğitime dair” konulu forum gerçekleştirildi. Forum sonrasında sonuç bildirgesi okundu . Verilen yemeğin ardından program son buldu.

SONUÇ BİLDİRGESİ
 Barış, adalet ve huzur ihtiyacını islami bir biçimde topluma ; açık, şeffaf hesap verebilir kurumsal yapı içerisinde bulunduğumuz imkanların bize yüklediği sorumluluk bilinciyle sunmalıyız.
Modern zamanlarda ulus devletlerin hakim olduğu bir dönemde yaşamaktayız. Tüm zamanlarda eğitim sürekli tartışılan, konuşulan, gündemde olan bir konudur.
Tarihsel mirasımızın ne olduğunu anlamak için şu soruyu sormalıyız. Biz tarihte nasıl bir yer tuttuk ki onu miras olarak alalım? İslam çok kısa bir sürede çok hızlı yayılmış, gittiği yerlerde yerel medeniyetlerin özgünlüğünü korumuştur. İslam diğer medeniyetlerin kendi varlıklarını sürdürmelerini sağlamıştır.
İslam medeniyetinin tarihteki yerinin adı, dünya görüşü “TEVHİD” dir. Allah’ı birlemeyen hiçbir anlayışın önemi yoktur. İslam insanı muhatap almıştır.
Müslümanlar kimden ne aldıysa sahiplerini anmış ancak batı bunu yapmamıştır.
Biz halen batılı eserlerin kötü karikatürü gibi çeviriler yapmaktayız. Bunun sebebi tevhidin eğitimin merkezinden çıkarılmış olmasıdır. Günümüzde yaklaşık 200 yıldır İslam devletlerinde eğitimin dünya görüşü yoktur. Eğitimin özü Tevhid merkezli bir eğitim anlayışı olmalıdır.
Gayemiz yoksa eğitim en zor şeylerdendir. Bu anlamda eğitim insanın bir gaye ile zevkle, yorulmadan en kolay, anlamlı ve değerli olarak yapacağı şeydir.
İslam’ın eğitim anlayışı hiçbir zaman ve mekanı uzak görmeksizin ilme ulaşmayı öngörmektedir. Çin de dahi olsa onu alın sözü eğitimin mekan ufkunu gösterir. Bugün bunu yeniden eğitimin merkezine getirmemiz gerekir.
Bir eğitimi İslami yapan şey çokça İslami ritüelin olması değil, İslam’ın hayat görüşüne göre şekillenen eğitim modelidir. Eğitim tüm bilim dünyasının kalkış noktası olmalıdır.
Eğitimcinin aldığı ücretin heyecanı verdiği eğitimin heyecanından fazla olmamalıdır. Felsefesi olmayanın mektebi olmaz düşüncesiyle felsefemizle yeniden tarihteki yerimizi almalıyız.
Her medeniyetin tarihteki bir özelliği vardır. İslam medeniyeti insanlığa bilgiyi, onun kaynağını, onun üretilmesini sağlamayı sunmuştur.  Bu kodları yeniden elde etmemiz gerekir. Bunu elde etmek için Müslümanların çok fazla çaba göstermesi gerektiği açıktır.
Eğer toplumumuzda narsist bireyler yetişiyorsa insan yetiştirme anlayışımızda sorunlar vardır.
Narsizm merhametin en büyük düşmanıdır. Narsist insanlar hem insana hem de tabiata karşı merhametsizdirler. İslam anlayışı bunun aksine insana ve tabiata merhametle yaklaşmayı öngörmektedir.
Öğretmenler merhamet etmez, öğrencilerin yüreğine dokunmazsa, öğrencilerin hayatında büyük değişimlere kapı aralayamazlar.
Yerel eğitim; siyasal, sosyal, kültürel vb. her yönüyle ele alınması gereken bir konudur. Mevcut olanı eleştirirken alternatifleri ortaya koymazsak eleştiriler sorun üretmekten öteye gidemez.
Sanayi devriminden sonra modern eğitim anlayışı öne çıkmıştır. Bu anlayış klasik eğitimin önüne geçmiştir. Modern anlayışta savaşların, sefaletlerin, kaos ve karmaşaların hakim olduğu bir dünya ortaya çıkmıştır. İnsanlardan makinalar meydana getirilmiş, insani değerler arka plana atılmıştır.
Günümüzde yerel yönetimlerle ilgili çalışmalar her ne kadar yapılmışsa da sözden öteye gidememiştir. Yaklaşık yüz yıllık geçmişi olan merkeziyetçi eğitimin yerel eğitime yerini bırakması kolay olmayacaktır.
Gençliğin yönünü sanal alemden gerçek aleme çevireceğimiz cazibeyi gösteremedik. Bir kaza gördüğünde yardım etmek yerine selfie çekmek için yarışan bir gençlik yetişmiştir.
Sanal alemde her yaptığı şeyi paylaşmak ruhsal bir hastalıktır.
Sosyal medyada şövalye kesilen gençler insanlarla konuşmayı, derdini anlatmayı beceremiyor. Bunun üzerinde düşünülmesi gerekir.
19.Yüzyılın sonuna doğru misyoner okul diyebileceğimiz yabancı okullar hemen hemen tüm şehirlerde kurulmuştur.
Doğu ve Güneydoğu bölgeleri genel olarak eğitimde ülke ortalamasının altında kalmıştır.
1935 yılı raporu eğitimi geliştirmekten çok bölgedeki Kürt çocukların Türkçe bilme durumları ile ilgili istatistiki bilgilerle sınırlı kalmıştır.

Eğitime dair herkesin söyleyecekleri olabilir. Ama bu konuda asıl konuşması gereken biz eğitimcileriz.

Bağış Yap