Misyonumuz
Dinimizin emrettiği tevhit, adalet, merhamet, ahlak, güven, meşveret, eğitim, özgürlük gibi evrensel değerleri kendine ilke edinen; Kuran ve Sünnet doğrultusunda sorumluluk bilincine sahip, çağın gerekliklerini dikkate alan, donanımlı fertler yetiştirmektir.
Ortaya koyduğu değerlerin tümünü insanlığın idrakine sunan, tüm varlıklara karşı sorumluluk bilinci taşıyan, kurumsal önderliği esas alan bir harekettir.


Hakkımızda
Bütün renklerin Yüce Allah tarafından yaratıldığına hiç şüphe yoktur; baskı ve dayatma olmadan her rengin kendi özgünlüğü, kendi tercihi ve kendi iradesi ile var ola bilmesini sağlayan bir fikir ve eylem hareketi olan gökkuşağı eğitim kültür ve yardımlaşma derneği 09-04-2004 tarihinde VAN merkezde kurulmuştur.
Vizyonumuz
Temel referansını Allahın Kitabından ve Peygamberimizin sünnetinden alarak; İnsanlığın hayrı için sorumluluk bilinci taşıyan,
Allah için adaleti ayakta tutarak insanlara umut olan, Toplumun sorunlarının farkında olan ve çözüm yolları geliştirebilen,
İlim, irfan sahibi erdemli insanlarla toplumsal bir yapı oluşturmak.


Yönetim Kurulu Başkanı’nın Mesajı
Rahman ve Rahim olan ALLAH ın adı ile!
Bizleri bir dava, bir ideal için, burada toplayan, kalplerimizi birbirine ısındıran, bizlere hidayet vererek merhamet eden yüce ALLAH’a hamdolsun.
Kendi nefsinden başlayarak, örnek bir yaşam süren, yaşadığı toplumun ıslahına, emek ve çaba harcayan, örnek bir toplum olması için mücadele veren peygamberimiz Hz Muhammed s.a.v. ‘e salât u selam olsun.
İlk insandan bu güne, yaratılış amacının farkında olan ve gereklerini yapan, ALLAH’a kulluğu en büyük özgürlük gören, bu yolda maddi ve manevi her türlü imkânı ile mücadele eden tüm insanlara ve buradaki haziruna selam olsun.
10.Genel Kurulunu gerçekleştirdiğimiz bu buluşmada, davetimiz uzaktan yakından icabet eden sivil toplum kuruluşları yöneticilerine ve siz değerli haziruna şükranlarımı sunuyorum. Hoş geldiniz sefalar getirdiniz.
Sayın Divan ve Değerli Hazirun
Sözlerime araştırmacı-yazar Sinan CANAN’ın bir konferansta anlattığı bir anekdotla başlamak isterim, Sinan hocaya, hayat veya yaşam nedir diye sorduklarında, verdiği cevap bende olağan üstü bir tefekküre sebep oldu, hocanın cevabı şöyleydi; hayat veya yaşam, ultra lüks son model bir araç ile yeme içmenin sınırsız olduğu, istediği tesiste durma imkânı olan. Hızı istediği şekilde kendisinin ayarladığı, bir otobanda yolculuğa benzetmişti, ancak demişti yanınızda bu seyahatte biri oturmuş silahına mermiyi sürmüş, namluyu size doğru çevirmiş ve size diyor ki, sen böyle devam et ben bir ara sıkarım, evet ben bir ara sıkarım dediği, ölümdü bu dünyadan göç etmekti. Bu dünyadan göç etmeden hayata dair yaşama dair kıymetli ve değerli ne varsa bunlar için mücadele etmekti hayat veya yaşam. Önemli olan ne kadar uzun yaşadığımız değil, yaşamımıza neler sığdırdığımızdır.
Değerli dava arkadaşlarımız, hep birlikte nihai amacı ALLAH’ın rızasına mazhar olmak olan kutlu bir yürüyüşün içerisindeyiz. Bu tercih konjonktürel bir tercih değil; inanç değerlerimizin bizlere yüklediği bir zorunluluktur. Bu yürüyüşte birbirimize duyduğumuz güven ve sevgi bizi bir arada tutan en önemli motivasyon kaynağımızdır.
Usta şairler “Kervanda yürü ama kendin ol” Yâda “Bir ağaç kadar hür ve özgür; bir orman kadar bir arada” derler. Bizler de şahsiyetimizle, bilgi ve birikimimizle, üstlendiğimiz sorumluluklarla bulunduğumuz ortama ve birlikteliğimize değer katarak bu ideali büyütmek durumundayız.
Örgütlü olan saf ve sahih İslami hareketlere destek olmayanlar, bu hareketlerin yükünü ve sorumluluğunu paylaşmayanlar, şunu çok net bilmeliler ki, örgütlü şer hareketlerin içinde olmasalar bile, iyiliği büyütmedikleri için; kötülüğe dolaylı olarak destek vermişlerdir. Dolayısıyla iyinin ortaya çıkması ve gelecek nesillere ulaşması için, bizim iyi olmamız yetmiyor. Birlikte yaşadığımız toplumun da, emin güvenilir iyi ve örnek bir toplumun olması gerekiyor.
Hicr süresi 99. ayettin gereği olarak bireysel sorumluluklarımızı tek başımıza yerine getirsek dahi, yaşadığımız topluma ve çevremize karşı sorumluluklarımızı yerine getirebilmek için, birbirimize ve birlikte mücadele etmeye ihtiyacımız var.
Diğerinin kurtuluşu olmayan bir kurtuluş, bizim ve ailemizin de kurtuluşu değildir. Kötülüğün bize ve gelecek nesillere ulaşmaması için, bizim örgütlü ve bir birimize dayanan, bir birimizi büyüten bir birlikteliğe şu an çok daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir zaman dilimindeyiz.
İnanç değerlerimizin bizlere yüklediği sorumluluklarımızı yerine getirebilmek, kendimizi ve insanları ALLAH’ın rızasına kavuşturacak yol ve yöntemleri öğrenmek, öğretmek, kolaylaştırmak için, bir bütün olarak birlikteliğe ihtiyacımız var. Bunun için asgari müştereklerde buluşarak, ortak hassasiyetlerimizi harekete geçirmemiz gerekiyor.
Bu birlikteliğe ve yol yürüyüşümüze, halel gelmemesi için, birbirimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek ve kırgınlıklar oluşmaması için mutlaka dikkatle incelememiz gereken En-fal süresi 46. Ayeti zihnimizde olabildiğince canlı tutmak ve biri birimize hatırlatmak zorundayız.
Bizler insanlığın dünya ve ahiret saadeti için, olması gereken rol modeli önce şahsımızda, sonra içinde bulunduğumuz toplumda, birlikte yaşayarak gerçekleştirmek durumundayız.
Rabbimizin rızasını kazanmak, ahiret yurdunun güzelliklerine ulaşmak için; dünya, ahiretin tarlasıdır anlayışıyla, bizler hep beraber bir bütün olarak bir yürüyüş içerisindeyiz. Bu yürüyüş kişinin kendi nefsinden başlayarak, nefsin ıslahından, neslin ıslahına ve dolayısıyla hesap gününün kolaylığından ahiretin konforuna devam eden bir süreçtir, bir yolculuktur ve yaptığımız çalışmaların tamamı buna hizmet etmektedir.
Çalışmalarımızın bereketli ve verimli olması, başarıya ulaşması için, çalışmalarımızı ve pratiklerimizi, birlikte planlamak ve yine hayatın içinde, birlikte yaşayarak gerçekleştirebiliriz. Bunun içinde esin kanyağımız saf süresi 4. ayet olmalıdır.
Değerli yol arkadaşlarımız! Gönüllülük ve sorumluluk duygusu ile, içinde bulunduğumuz teşkilatların insanları olarak, bireysel ve toplumsal sorumluluklarımızı yerine getirebilmek için; ortak paydalar ve düşünce zeminleri etrafında birbirimize kenetlenmek zorundayız. Çünkü bizlerin, yakın çevremize, içinde yaşadığımız topluma ve tüm insanlığa karşı sorumluluklarımız var. Bu sorumlulukları hakkı ile yerine getirmek, gücümüzü, imkânlarımızı daha yüksek hacimli işler yapmak, birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek ve geleceğe taşımak için tüketmeli, bu anlamda da Ali İmran süresi 103. ayeti çalışmalarımızın merkezine alarak bu doğrultuda gereken emeği, gayreti ve çabayı harcamalıyız.
Değerli arkadaşlar! Yüce Allah Meryem süresinin 76. ayetinde ne güzel buyurmuş: Bismillahirrahmanirrahim; “Allah, hidayet bulanlara hidayeti arttırır. Sürekli olan Salih davranışlar, Rabbinin katında sevap bakımından daha hayırlı, varılacak sonuç bakımından da daha hayırlıdır. Yüce ALLAH bizlerden ölene kadar kendisine sürdürülebilir kulluk etmemizi ister ve gelecek nesillerin de kendisine, kulluk etmeleri için, imkân ve zemin oluşturmamızı ister.
Bizler bu dünyayı dedelerimizden miras almadık, bilakis torunlarımızın emanetini kullanıyoruz, bunun içindir ki emaneti gereği gibi kullanıp, torunlarımıza sağlıklı yaşanabilir bir dünya bırakmak, onların gündemlerini şimdiden konuşuyor olmak ve onlar için sağlıklı zeminler oluşturmak zorundayız. Bundan dolayı bu gün ve bu günden sonra daha çok çalışarak, yapımızı ve çalışmalarımızı bu gereklilik üzerinden planlamamız ve hayatın içine sunmamız gerekiyor.
Değerli arkadaşlar geçmişte yaptığımız gibi, gelecekte de bizler aileyi merkeze alarak çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Öncellikle ailenin, temel taşı olan kadının, tasavvurumuzdaki yerini gözden geçirerek, diğer kültür ve medeniyetlerin olumsuz öğretilerini zihin dünyamızdan ve algılarımızdan temizledikten sonra, Kuran’daki yaratılış gerçeğini merkeze alarak yolumuza devam edeceğiz. Zira yarısının eksik olduğu bir işte başarılı olmamız çok mümkün değil.
Bunu yaparken şahsiyeti ve ahlakı merkeze alarak disiplinli bir şekilde kurumsallığımızın farkında olarak, çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Öte yandan ideal bir toplum oluşturmanın yolunun, aileden ve gençlikten geçtiği bilinci ile gençliği: çalışmalarımızın merkezine koyarak gençleri, anlamaya ve onlar ile birlikte bu ideali yaşayarak gelecek için umut olmaya ve bu idealin bizden sonrada yaşanılır olmasına gereken önemi verip bu uğurda emek ve çaba harcayacağız.
Rabb tarifinin; terbiye eden olması hasebi ile kuranı öğretiden asla vazgeçmeden, eğitim müfredatlarımızı Kur’an ve peygamberin sahih sünneti ile güncelleyerek ve sürekli geliştirerek insanlığın hizmetine sunacak ve örnek toplum oluşumuna katkı sunarak kendi çalışmalarımızın içinde ete kemiğe bürünmesi için gereken emek ve gayreti göstereceğiz.
Yardım çalışmalarımızda; merhameti karın doyurmaktan öteye taşıyarak, merhametin acımaktan çok insan ile insan arasındaki empati olduğu bilinci ile yardım alanların alan el olmasından, üreten el olmasına, karnının doyması ile birlikte zihninin de, düşüncelerinin de doğru bilgiler ile doymasına destek olmak, yardım alan kişilerin yaşamını bu doğruluda sürdürmeleri için projeli etkili ve verimli çalışmaları oluşturmak ve insanımızın hizmetine sunma gayreti içinde olacağız.
Şeref ve onur duyduğumuz, kulluk ve sorumluluk motivasyonu ile içinde bulunduğumuz GÖKKUŞAĞI Derneği’nin insanları olarak, bireysel ve toplumsal sorumluluklarımızı ve kulluğumuzu yerine getirebilmek için, bir arada, bir bütün olarak bulunmak, birlikte hareket etmek, bir birimizin imtihanı olmadan, bir birimizin imtihanını kolaylaştıran olmak zorundayız. Çünkü bizlerin, ALLAH’a olan kulluk ve sorumluluğunun yanında, bir de birbirimize olan sorumluluklarımız var.
Yeryüzünün imarı ve ıslahı için bir arada bulunmak ve birlikte hareket etmek zorundayız. İnanç değerlerimizin bizlere yüklediği sorumluluklarımızı yerine getirebilmek, kendimizi ve insanları ALLAH’ın rızasına kavuşturacak yol ve yöntemleri öğrenmek, öğretmek, kolaylaştırmak için birlikteliğe ihtiyacımız var. Bu çerçevede bu gün bu kutlu yürüyüşün bayrağını devralacak yönetim kuruluna desteklerinizi emek ve çabalarınız esirgemeyeceğiniz kanaati ile çıkacağımız bu yolda bizim esin kaynağımız İSRA süreci 80.ci ayet ve sizin değerli katkı ve emekleriniz olacaktır.
Bundan önceki tüm yönetim kurulu arkadaşlarımıza emek, gayret ve fedakârlıklarından dolayı teşekkür ederken aynı zamanda 10.genel kurulumuzun ve sizlerin onayı ile seçilen yeni yönetim kurulunun İslam’a, Müslümanlara ve camiamıza hayırlara vesile olması dileği ile sizleri ALLAHA a emanet ediyorum.